Bozcaada Caz Festivali

Tema

Varoluşumuzun özünde, zamanı, mekânı ve medeniyetleri aşan, hayatımızın her alanına dokunan güçlü bir kuvvet yatıyor. Bozcaada Caz Festivali’nin bu seneki teması “Oyun”un evrensel özünü ortaya çıkarırken seni de bizimle birlikte bu yolculuğa davet ediyoruz. 

Oyun, insanlardan hayvanlara kadar herkes için birincil bir yaşam kategorisi. Zihinsel kategorilerin ötesinde var olan ve belirli bir uygarlık seviyesi veya dünya görüşü ile ilişkilendirmeye meydan okuyan, materyalist olmayan bir aktivite. Oyun, sıradan yaşamın sınırlarının dışında durarak, bizi çocuksu bir merakla çevremizi keşfetmeye davet eder.

Günümüz dünyasında, oyunun eksikliği zihinsel sağlığımız üzerinde ciddi sonuçlar doğurabilir. Psikolog Brian Sutton-Smith’in dediği gibi, “Oyunun zıttı çalışmak değil; oyunun zıttı depresyondur.” Dünya Sağlık Örgütü’ne göre depresyonun bir numaralı küresel hastalık olduğu düşünüldüğünde, oyunun hayatımızdaki rolü daha da kritik hale geliyor. Oyun, depresyona karşı güçlü bir panzehir, neşe ve iyi olma hâli için bir katalizör görevi görür. 

Ayrıca oyun, motivasyonumuzla derin bir ilişki içindedir. Yaratıcılığımızı besler, yenilikçiliğe ilham olur ve dayanıklılığı besler. İşimize ve zorluklara oyuncu bir zihniyetle yaklaşarak, içsel motivasyonumuzdan yararlanırız ve bu da daha fazla üretkenlik, tatmin ve kişisel gelişime olanak tanır.

Krizlerle başa çıkarken, işimize oyuncu bir anlayışla yaklaşmanın, direnci, inovasyonu ve uyum sağlama yeteneğini geliştirebileceğini hatırlamak önemli. Ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldığımız bir dünyada, “oyun” teması giderek daha alâkalı hale geliyor ve bize başa çıkma, büyüme ve zor zamanlarda bile neşe bulma yolu sunuyor. Oyunu kucaklayarak olumlu bir zihniyet yaratabilir, başkalarıyla daha derin bağlar kurabilir ve umut ve amacımızı yeniden canlandırabiliriz. Bu ruhla festivalimiz, oyunun gönüllü doğasını, sıradan yaşamdan ayrılmasını ve bize direnmeyi, başkaldırmayı ve keyfi olanı kucaklamayı öğretme yeteneğini araştırıyor. Bu sayede oyun, hem iç hem de dış dünyamızı keşfetmemizi ve öğrenmemizi, aralarında anlamlı bağlantılar kurmamızı sağlıyor.

Homo Ludens‘in yazarı Johan Huizinga, oyunun hem yapılandırılmış hem de yapılandırılmamış, zaman ve mekanın belirli sınırları içinde var olurken eylemlerimize anlam katan ikili doğasını vurgular. Oyunun bu yönleri arasındaki etkileşim, onu kültürel bir olgu olması açısından bu kadar büyüleyici ve önemli kılar. Festivalin bu yılki temasını, Huizinga’nın oyun kavramından ve onun yaşamımızdaki dönüştürücü potansiyelinden esinlenerek “Oyun” olarak belirledik.

İşbirliğine dayalı oyun teorisinin ruhuna uygun olarak, karşılıklı keyif elde etmek için birlikte oynamanın dönüştürücü gücünü kabul ediyoruz. İşbirliğine dayalı oyun oynayarak; işbirliği, iletişim ve ortak hedeflerin daha uyumlu ve ödüllendirici bir deneyime yol açtığı bir ortam yaratıyoruz. Festivalin performansları, atölye çalışmaları ve etkinlikleri aracılığıyla katılımcıları oyunun işbirliğine dayalı doğasını benimsemeye teşvik ediyor; bağlantıları, empatiyi ve kolektif başarı duygusunu destekliyoruz. 

Bozcaada Caz Festivali’nde oyunun dönüştürücü potansiyelini, birlikte oynamanın keyfini ve hayatlarımız üzerindeki derin etkisini kutlarken, oyunun bu düşündürücü keşfinde bize katılın. Birlikte cazın ruhunu kucaklayalım, ruhumuzu besleyelim ve zorluklar karşısında oyunun neşesini yeniden keşfedelim.